'İnsan ticareti mağduru fahişelerin istismarını suç sayan' yasa yürürlüğe girdi

1 Ocak 2022 tarihinde, " İnsan TicaretiMağduru Fahişelerin İstismarının Suç Sayılması" Yasası yürürlüğe girmiştir (Stb. 2021, 467).

Yeni yasa, seks işçisinin bunu yapmaya zorlandığını ya da sevk edildiğini bildiği ya da bundan makul ölçüde şüphelenmesi gerektiği halde, yani insan ticareti mağduru olduğu halde, bir seks işçisiyle cinsel eylemde bulunan kişiyi suç kapsamına almayı amaçlamaktadır (Ceza Kanunu'nun 273g maddesi).

Bu yeni suç için azami hapis cezası 4 yıldır. Eğer seks işçisi 18 yaşından küçükse, azami hapis cezası 6 yıldır.

Yeni ceza hükmü, zorla fuhuş ve insan ticaretiyle mücadele bağlamındadır. Yasa koyucuya göre insan ticaret i, insan onuru ve bütünlüğünün ciddi bir ihlalini teşkil etmekte ve dolayısıyla bir insan hakları ihlali oluşturmaktadır.

Yeni ceza hükmü ile yasa koyucu, fuhuşta sömürü ve zorlamaya karşı yeni bir eşik yükseltmeyi amaçlamaktadır. Sonuçta, yasa koyucuya göre, bir seks işçisinin insan ticareti mağduru olduğunu bilen veya bundan makul ölçüde şüphelenmesi gereken ve buna rağmen cinsel hizmetlerinden yararlanan fahişe (veya müşteri), bir sömürü ve insan ticareti ağının sürdürülmesine katkıda bulunmaktadır.

Bir kişinin insan ticareti mağduru olduğunu 'bilmek', örneğin, müşterinin kendisinin de insan ticaretine karışmış olması veya başka bir şekilde bunun açıkça farkında olması halinde söz konusudur. Çoğu durumda, müşterinin böyle açık bir bilgiye sahip olması pek olası değildir, ancak müşterinin bir insan ticareti mağduruyla muhatap olduğunu anlamasını gerektiren başka faktörler de olabilir. Yeni yasal hüküm bunu 'makul şüphe' terimiyle ifade etmektedir. Yasa koyucu, insan ticareti mağdurunun cinsel hizmetlerinden yararlanan bir kişinin, ortalama bir insan için bu tür bir mağduriyeti gösteren işaretlere rağmen bu hizmetleri kullanmaktan kaçınmaması halinde cezalandırılması gerektiği görüşündedir.

Müvekkile yönelik herhangi bir kovuşturma, genellikle müvekkilin bir insan ticareti mağduru ile cinsel eylemlerde bulunduğundan makul olarak şüphelenmesi gerekip gerekmediği sorusunu gündeme getirecektir. Burada hangi mağduriyet işaretlerinin mevcut olduğu çok önemlidir. Bu işaretler, herhangi birinin müşterinin insan ticareti mağduru olması nedeniyle cinsel hizmet sunduğu sonucuna varması için yeterince açık olmalıdır. Yasa koyucu, aşağıdakilerle ilgili sinyalleri düşünmektedir:

• mağdurun kendisi üzerinde. Bu, çürükler veya çatlaklar gibi (şiddetli) istismarı gösteren dışsal işaretleri veya korku, iğrenme veya üzüntü ifadeleri gibi davranışsal özellikleri içerebilir;
• cinsel hizmetlerin sunulduğu ortamla ilgili. Bu, garaj kutuları, terk edilmiş sanayi sitelerindeki alanlar veya kalıcı olarak işgal edilmemiş tatil veya konut evleri gibi normal görünümden gizlenmiş geriye dönük ve konut durumlarını içerebilir;
• veya müşterilerin söz konusu mağdurla temasa geçme şekline bağlıdır. Bu, örneğin seks işçilerinin hizmetlerinin tartışıldığı 'inceleme web siteleri' gibi karanlık bir kanal aracılığıyla bir yerde cinsel hizmet alabileceğini duyan müşteriyi veya belirsiz aracılar aracılığıyla bir seks işçisine yönlendirilen müşteriyi içerebilir. Seks işçisinin müşteriye zorla veya şiddet kullanılarak sunulması halinde insan ticaretinin açık bir sinyali mevcuttur.

Bu işaretlerden bir veya daha fazlasının mevcut olması halinde, müşterinin cinsel hizmet sunan kişinin insan ticareti mağduru olduğunu bilmesi veya bundan makul ölçüde şüphelenmesi gerekir. Bununla birlikte, yukarıdaki işaretler, yukarıda belirtilen makul şüphenin mevcut olabileceği durumların kapsamlı bir listesini sunmamaktadır.